Dinimiz İslam'a göre rüyalar; salih rüya, şeytani rüya ve kişinin içinde bulunduğu olaylarla doğan rüya olarak 3 gruba ayrılıyor.
Makbul salih rüyalar, yaşanması muhtemel şeyleri oluşundan evvel, yüce Mevla'nın (CC) yardımı ile idrak etmekten ibarettir. Peygamberimiz (sav) "Müminlerin rüyası nübüvvetin kırk altı bölümünden bir bölümdür." sözleriyle anlamamıza yardımcı olmaktadır. Şeytani rüyalar ise şeytanın kişileri korkutup üzüntüye sevk etmek için, uyku durumunda kalbe verdiği vesveseden ibarettir.
Rüyaların içinde elbette hak rüyalar da vardır. Ancak her rüya haktır ve her tabir de doğrudur denilmesi doğru değildir.
Peygamber efendimiz (sav) bu durumla alakalı ise bizlere şöyle buyurur: "Sizden biriniz sevdiği bir rüya görürse o Allah'tandır. Bunun için Allah'a hamd edip rüyasını söylesin. Hoşuna gitmediği bir rüya görürse o şeytandandır. Şerrinden Allah'a sığınsın ve onu kimseye de açmasın. Yoksa kendisine zarar verecektir."
Kişinin içinde yaşadığı ortamdan ve dolayısıyla ilişkili olaylardan doğan rüyalar ise; kişinin bir şeylerle meşgul olup onunla fazlasıyla ilgilenmesi sebebiyle görülür. Peygamberimiz yine bir hadisinde tüm Müslümanlara şöyle buyurmaktadır: "Rüya üçtür. Allah tarafından olup müjde veren salih rüya, üzüntü verip şeytandan gelen rüya ve insanın kendi kendine bir şeyler söyleyip tasavvur ettiğinden meydana gelen rüya."
Rüya ve İlham ile Amel Etmek
Rüyalar ve ilgili ilhamlar girişte de ifade ettiğimiz gibi şeytani ve nefsani olabilirler. Bu nedenle sınırlarını iyi tespit etmek gerekir. İslam alimleri bu hususlarda şu üç şartın yerine getirilmesi durumunda amel edilebilse de kişileri zorlamanın doğru olmadığını beyan etmektedirler:
Görülen rüya yahut ilham, şeriatın hükümlerinden birini kaldırıcı veya yasaklarından birini de helal edici cinsten, yani İslam'a aykırı ve sünnete zıt olmayacak. Böylesine bir rüya ile yollar düşen Evliye Çelebi'ye selam yollayalım!
Rüya veya ilhama muhatap olan şahıs o toplumda ya da grupta herkesin itimat ettiği ve güvenilir; - her ne kadar şimdilerde bulmak zor olsa da - Ebu Hanife, İmamı Gazali Şafii, İmamı Rabbani gibi kişiler olmalıdır. Özetle o zatın yalan söylemeyeceğini ve dinin esaslarını tam anlamıyla eksiksiz bilen ve yaşayan birisi olduğu ittifakla kabul edilmelidir.
Son maddede şunu da ifade edelim; rüya ve ilhamla elde edilecek veriler, İslam'ın bir emri olarak kabul edilmemeli; sadece tavsiye edilebilir kabul edilmelidir. Rüyalar ve ilhamlar bizlere birer ikazdır, uyarıcıdır; zorlayıcı ve bağlayıcı olamaz. Bu rüya ve ilhama uyanlar ayıplanmayacağı gibi, uymayanlar da kınanamaz.