Blogunuzu Öne Çıkaracak Altın Değerinde İpuçları

Yeni oluşturduğunuz web ya da kişisel blog sitelerinin kalabalıklar arasından sıyrılmasını istiyorsanız, kabul görmüş bazı iletişim stratejilerini uygulamalısınız. Nokta atışı kaliteli içerikler oluşturmak, özgünlük adı altında saçmalamamak, paylaşılabilir ve değerli içeriklerin yayılımını sosyal medya ağları ile desteklemek not almamız gereken ilk başlıklardan ve elbette çok daha fazlası var.

Yüzlerce yeni blog sitesinin doğuşunu ve Türk dilinin dağılım ve takip eksikliğini büyük bir kayıp olarak kabul etmeyelim, moralleri yüksek tutalım ve mümkün olduğunca planlı ve programlı ilerleyelim:

Dünyaca ünlü bir oyuncu, sporcu ve dikkat çekici bir figür olmadığınız müddetçe web sitelerinizi ve sosyal medya hesaplarınızı spam yığınların arasından kurtarıp ivmelendirebilmeniz, takipçi sayılarınızı arttırmanız imkansıza yakındır.

Kişisel blog siteleri; mesnetsiz hayat dersleri veren, takipçisine hiç bir faydası olmayacak günlük rutinlerini büyük bir özgüvenle paylaşan, Türkçe ve imlaya dikkat etmeyen savruk kardeşlerimizin ne yazık ki toplanma noktası haline geldi.

Bu formatla ilerleyenleri yadırgamamakla birlikte neyi amaçladıkları konusunda da kararsızım! Blog siteniz olacaksa bir amacınız ve hedeflediğiniz bir kitle olsun. "İnsanlar yazdıklarımı neden okusun ki" sorusuna tatmin edici cevaplar verebilmelisiniz.

Can alıcı başlıkları kaliteli görseller ve mümkünse infografiklerle besleyin. Hayatın sırrını da verseniz; paragraflarla bölmediğiniz, tuğla gibi dümdüz paylaştığınız Han Duvarları yazınızı inanın kimse okumak istemez!

Profesyonel görünümlü "sade" temalar kullanın, imkanlar dahilinde ücretsiz temalar kullanmayın! Patlayan çatlayan pop-up pencereli ve renk bütünlüğüne sahip olmayan bol reklamlı sayfalarınıza tahammül edilmesini beklerseniz, elinizde "hemen çıkma oranı" yüksek çöp bir siteden başka bir şey olmayacak.

İlgi çekici konularda yazın ancak özgün olun! Yukarıda da dediğim gibi; oyuncu, influencer, sporcu, seksi figür veya benzerleri olmadığınız müddetçe; ne yediğinle, ne yaptığınla ne de okuduğunla ilgileneceklerdir.

Tek istisnası tamamen şans eseri karşıma çıkan bu blog sitesi! Kimse bir Dostoyevski değil ancak kaleminiz tatmin edici olmadığı müddetçe; blog yazmayı düşünmek yerine, güçlenene kadar dijital kalabalıkların arasına karışmayın!

Kaleminiz ne insanları demoralize edip hayata küstürsün ne de pasif ve yılışık bir dille ilerleyin. Hayatta neyseniz klavye başında da o olun! Blog yazararak para kazanan üreticilerin moral veren bir ifade tarzına sahip olan yazarlar olduğuna dikkat etmişsinizdir.

Yorum yazanlara imkanlar dahilinde yardım edin, varsa blog sitelerini inceleyin, karşılarında kanlı canlı ve etkileşime hazır yardımsever birinin olduğunu görsünler. Web sitelerini inceler ve değerlendirirseniz mutlu olacaklardır.

Kaliteli görseller ve stok videolar bulmak için Pixabay ve Unsplash'i kullanabilirsiniz. Bu şekilde blogunuza ve mizanpaja değer verdiğinizi, sürekliliğinizin olacağını ve hayata bakışınızı takipçilerinize göstermiş olursunuz.

Fotoğraflara ek olarak video ve ses dosyalarını kullanmak, yeni medyaların çekiciliğine kayıtsız kalamayacak ziyaretçileri "kalıcı takipçilere" dönüştürecek etkili yöntemlerdendir. Yazılarınızı ve kullandığınız imajları bulut sunucularda yedeklemeniz, kayıp kaçak durumlarından faydanıza olur.

Kısa paragraflar ve listeleme tarzlar; okuyucuları web sitenize tutundurur. Faydalı olacağına inanıyorsanız diğer web sitelerine link verebilirsiniz. Ayrıca bu durum, alakalı içerik üreticileri tarafından fark edilmenize de yardımcı olacaktır. Özetle tipik bir kazan & kazan durumu hedefliyoruz.

Kullandığınız tema, font ve arka plan gözü yormasın! 15 yaşındaki bir çocuk da 65 yaşındaki bir dede de web sitenizi ziyaret edebilir. Amacınız ziyaretçileri JET hızında kaçırmak olmamalı!

Okuyucularınız düzenli aralıklarla yazdığınız blog yazılarını takip etmek isteyebilir. En iyi yöntem kesinlikle RSS beslemelerini kullanmaktır. İlerleyen dönemlerde mailing yani e-posta tanıtımları yapmak isterseniz kullanabileceğiniz değerli verilere de sahip olacaksınız.

Sahip olduğunuz blogun ya da web sitesinin bağlantısını sosyal medya profillerinize veya e-posta imza kısmına eklerseniz içeriklerinizi daha fazla kişinin görmesini sağlayabilirsiniz. Adli ve idari soruşturmalardan, para cezalarından korkmuyorsanız sprey boyalarla viyadüklere de yazabilirsiniz. Şaka olduğunu belirtmemize gerek yok sanırım!

Sizinle rekabet gibi bir amacı olmayan bloglarda konuk yazarlık yapabilir, paylaşımlarınıza forum sitelerinde devam edebilirsiniz.

Bir blog sahibi, sizi takip ettiği web siteleri arasında göstermişse öncelikle teşekkür edin ve bunu öne çıkartmak için çalışmalar yapın. Varsa ödül ve niteliklerinizi, dijital kabiliyetlerinizi  gösterme çabası içinde olun.

Diğer bloglara yorum yapın, yapılan yorumlara içten ve kısa olmayacak şekilde cevap verin. Tek bir kişinin disiplinle ilerleyip üretmesi zaman zaman zorlaşabileceğinden küçük bir takım oluşturup ilgili kişileri yetkilendirebilirsiniz. 

QUORA ve R10 benzeri soru cevap siteleri ve forumlarda üyelerle etkileşime girerseniz; hem faydalı olur hem de organik ziyaretçi elde etme anlamında önemli bir adım atarsınız.

Bütçe ayırabilirseniz, etkileşimi artırmak amacıyla sosyal medya hesaplarında cüzi bütçelerle reklamlar verebilirsiniz. Geri dönüşlere göre bakiyeyi artırabilir veya azaltabilirsiniz.

SONUÇ

Her zaman söylediğimiz gibi; "benzersiz ve özgün olmak, kazanç kaygılarından sıyrılarak fayda odaklı paylaşımlar yapmak" önemlidir. Para kazanma hırsınızın amatör bakış açınızı ezmesine izin vermeyin! Üretken olursanız hem iyi izlenimler yaratarak yeni dostluklar kazanır, hem de blogunuzun ömrünü uzatırsınız.

Çok sayıda içerik oluşturarak arayı kapatma baskısı, okuyuculara hitap etmeyen değersiz içerikler oluşturmamıza neden olabilir. Dolayısıyla sayıdan ziyade kaliteye ağırlık vermeliyiz. Her hafta 15 tekdüze ve dümdüz yazı paylaşmak yerine nokta atışı 3 içerik hazırlamak muazzam etkiler yaratabilir.